NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
لَهِيعَةَ
عَنْ حَفْصِ
بْنِ هَاشِمِ
بْنِ
عُتْبَةَ
بْنِ أَبِي
وَقَّاصٍ عَنْ
السَّائِبِ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ إِذَا دَعَا
فَرَفَعَ
يَدَيْهِ
مَسَحَ
وَجْهَهُ بِيَدَيْهِ
es-Sâib b. Yezid
babasından,
Resulullah (s.a.v.)
ellerini kaldırıp da dua ettiğinde onları yüzüne sürerdi" diye rivayet
etti.
İzah:
Yezid b. Sa'id b.
Sümâme: Mekke fethi günü müslüman olmuştur. Hz. Ömer kendisine bazı resmi
görevler vermiştir. Tirmizî ve Buharî el-Edebü'I-Müfred'de kendisinden hadis
rivayet etmişlerdir, (bk. et-Menhel, VIII, 156-157).
Hadis-i şerif dua
ederken elleri kaldırmanın ve duanın bitiminden sonra yüze sürmenin sünnet
olduğunu göstermektedir.
Tıybî hadisteki
ifadeden elleri kaldırmadan dua edilmesi halinde onların yüze sürülmemesi
gerektiğinin anlaşıldığını söyler. Peygamber (a.s.)'in namazda tavaf yaparken
yatağa yattığında ve yemekten sonra olmak üzere çokça dua ettiği ve her
seferinde ellerini kaldırmadığı sonunda da yüzüne sürmediği bellidir. Buna göre
Tıybî'nin koyduğu kayıt gayet yerindedir.
Bu hadis zayıftır.
Çünkü senedinde Abdullah b. Lehî'a ve Hafs b. Hâşim vardır.